Tarih ilmî, insanlar tarafından geçmişte aksiyon olarak ortaya konan faaliyetlerin bütünü olup, bu bütün ile ilgili delilleri, vesikaları toplar, inceler ve her çağın, her bölgenin kendine mahsus değer hükümleri çerçevesinde sonuçlara varmak suretiyle hakikatleri belirlemeye çalışır. Zira bugünü anlamak ancak dünü iyi kavramakla mümkündür. Zaten tarih ilminin insanlığa sağladığı fayda da bundan ibarettir.
Bilindiği gibi, bilgi bir sisteme, bir düzene bağlanmak sızın karmakarışık bildiğimiz konulardır. Bu bilgiler tasnif edilip sistemleştirilir ve o bilgilerin kaynakları, oluş tarzları belirli kanunlara bağlanırsa o vakit ilim olur. Şu halde tarih, konusunu insanın teşkil ettiği gelişmelere ait bütün bilgileri toplaması, araştırması, tanzim etmesi, bunları yaparken ilmî tenkidin ve metodun belirli kaidelerine bağlı bulunması itibariyle bir ilimdir.
Bunun içindir ki, tarih yer ve zaman göstererek geçmiş olayları sebep ve neticeleri ile değerlendirmek suretiyle objektif olarak ele alan bir ilim dalıdır. Tarih, her toplumun severek dinlediği, okuduğu ve araştırmak istediği ilimlerin başında gelir. Tarihin en büyük gayesi en doğruyu tespit etmeye çalışmaktır bunun içindir ki tarih asırlardır ilimlerin en hayırlısı olarak bilinmektedir.
Tarihini bilmeyen millet hafızasını kaybetmiş insan gibidir. Mazisinden habersiz topluluğun çocuktan farkı yoktur, zira her ikisinin de dünü mevcut değildir. Bu itibarla tarih ihmal edilmemeli, maziyi bilme derecesi ile nisbetleneceği unutulmamalıdır. Bilgi tek başına ve sadece bir hafıza yükü olarak kaldıkça büyük bir kıymet taşımaz. Ancak şuurlaştığı, başka bir değişle, insan idrakinde yerini aldığı zaman mana ve ehemmiyet kazanır.
Önce tarih şuuruna sahip bir kimse kendini en yüksek manevî tatmin vasıtası olan bilgi hazinesi içinde görüyor, yaşama hedefi belirlendiği için de karamsarlığa düşmüyor ve insanlığa faydalı bir varlık haline geliyor.
Milli tarih şuuru, milli kültür şuuru ile başlar bunun da ilk adımı ecdat sevgisi ile kendini gösterir. Bu şekilde yetişmiş bir kişi devlet ve idare adamı ise siyasette; öğretmen, Profesör ise eğitimde; Din adamı ise ahlak ve maneviyatta; edebiyatçı ise şiir, hikâye, roman ve piyeste millet olarak topluca ilerlemek yükselmek ve yücelmek hedefine yönelecektir. Kısaca tarih şuuru milleti ölümsüzleştiren başlıca manevî bir güç kaynağıdır.
Tarih Bölümümüzde, Türk tarihinin bütün dönemleri her cephesi ile ele alınarak incelenmekte ve Dünya milletler camiası içerisinde yeri ve farklılıkları tespit edilmeye çalışılmaktadır.
Tarih Bölümünden mezun olan gençler öncelikle öğretmen, arşiv uzmanı ve akademisyen olarak hayata atılmaktadırlar.
Tarih Bölümün eğitim dili Türkçedir. İngilizce hazırlık eğitimi isteğe bağlıdır.
Yorumunuz onay sonrası yayınlanacaktır.